Bütçenin en önemli belirleyicisi de asgari ücrettir. Çünkü çalışma hayatında asgari ücret çok önemli bir parametredir. Yalnızca asgari ücret üzerinden işçi çalıştıran işverenler açısından değil, borçlanma yapacaklardan, taksicilere kadar asgari ücret pek çok kişi için belirleyicidir. Bu açıdan çalışanların ve işverenlerin gözü şimdiden önümüzdeki ay başlayacak Asgari Ücret Tespit Komisyonuna çevrildi. Ankara’da bu konuda çalışmalara başlandı bile.
Artış ne oranda?
Asgari ücret, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenir. Komisyonda 15 kişi yer alır. Bu kişilerden 5’i devleti, 5’i işçileri, 5’i de işverenleri temsilen bulunur. En az 10 üyenin katılımıyla karar alınması gerekir. Dolayısıyla üçlü bir sosyal diyalog mekanizması söz konusudur.
Komisyonda kararlar oy çokluğu ile alınır. Oylarda eşitlik söz konusu olursa Çalışma Bakanı tarafından belirlenen başkanın bulunduğu taraf çoğunluğu sağlamış sayılır.
Bu nedenle işçi tarafı asgari ücreti kabul etmese bile, işveren tarafının toplantıya katılması halinde, devleti temsilen 5 üyenin oylarıyla asgari ücret belirlenebilir.
Asgari ücret 2016 yılında çok yüksek oranda artınca, asgari ücretlilerde her yıl için benzer beklenti söz konusu oldu. Ancak 2016 yılındaki artış, seçim öncesi dönemde verilen vaatlerin hayata geçirilmesi nedeniyle gerçekleşmişti ve sürdürülebilir değildi.
Enflasyon karşısında giderek güçleşen durumdan çalışanları kurtarmak adına yapılan bu artış geçmiş dönemlerin telafisi niteliğindeydi. 2011 2015 yılları arasında asgari ücretteki artış oranı yüzde 5 ila yüzde 6.5 arasında değişiyordu.
Ancak asgari ücret 6 aylık periyotlarla artıyordu. 2016 ve 2017’de asgari ücret yıllık olarak belirlendi. Böyle olunca da 2016’daki yüksek artışla enflasyondaki artışın önüne geçilmeye çalışılmış oldu. Aslında bir bakıma yüzde 30’luk artış 2 yıllık enflasyon karşısında bariyer görevi gördü.
Hassas bir denge var
Asgari ücret belirlenirken çok hassas bir denge gözetilmesi gerekir. Asgari ücretliler açısından asgari ücret geçim meselesi iken, işverenler açısından da istihdam kararı açısından çok önemli bir belirleyicidir. 2017 yılı itibarıyla bekar bir asgari ücretlinin eline 1.404 TL geçiyor. Ancak bu kişiye ödenen net rakamın işverene maliyeti 2.088 TL. Yani işverene asgari ücretin 1.5 katına kadar çıkan bir ek maliyet söz konusu.
Bu nedenle asgari ücret belirlenirken hem yeni istihdam fırsatlarını daraltmamak, hem de asgari ücretlilerin refah seviyesini korumak gerekiyor. Aksi taktirde asgari ücretin artması çalışanların ellerine geçen ücreti belki artıracaktır, ancak yeni istihdam olanaklarının daralması ile işsizlik artabileceği gibi, mevcut çalışanların işsizlik riskinin artması söz konusu olabilir.
100 TL teşvik
2017 yılında asgari ücretli işçi çalıştıran işverenlere 100 TL teşvik uygulandı. Dolayısıyla 2.088 TL’lik maliyet 10 TL azaldı. Ancak bu destek prime esas kazancı günlük 110 TL’yi geçmeyen işçiler için uygulandı. Böyle olunca günlük 110 TL prime esas kazancın üzerindeki rakamlardan işçi çalıştıran işverenler için destek uygulanmamış oldu.
Toplu iş sözleşmesi imzalanmış işyerlerinde ise mayıs ayından itibaren prime esas günlük kazancı 164.7 TL’ye kadar olan işçiler için destek sağlandı. Dolayısıyla işyerinde toplu iş sözleşmesi imzalanmış ve ücret seviyesi yükselmiş ise asgari ücret desteğinden yararlanamama sorunu bir ölçüde giderilmiş oldu.
10 milyona yakın kişi destekten yararlandı
Asgari ücret desteğinden aynı ayda 9 milyon 693 bin 575 kişi yararlanmış. 1 milyon 679 bin 342 işyerinde destekten yararlanılmış ve toplamda aylık 839 milyon TL’lik bir rakam söz konusu olmuş. Aynı ay 4/a’lı sigortalı sayısı 14 milyon 9 bin 873. Yani çalışanların yaklaşık yüzde 69.1’i için asgari ücret desteğinden faydalanılmış. Bu da bu desteğin işgücü piyasası açısından çok önemli olduğunu ortaya koyuyor.
Maliyetler arttı
2016 ve 2017’de uygulanan asgari ücret desteği 2018’de uygulanmaz ise asgari ücret işverenler için otomatik yüzde 5 zamlanmış olacak. Destek kalkarsa işveren asgari ücretlinin eline geçen net rakam artmasa da ilave bir maliyetle karşılaşacak, işgücü piyasasında daralma riski artacak. Bu durum işgücü piyasasının toparlanma eğiliminde olduğu bugünlerde toparlanmaya darbe vuracaktır. Buna ilave olarak asgari ücrette de bir artış meydana geleceği için işgücü piyasasında önemli bir daralma yaşanması riski söz konusu olacaktır.
Asgari ücretin 2016 yılında ciddi oranda artması sonrası, yeni işe giren bir asgari ücretli ile 3 5 yıllık orta kıdemli çalışan arasındaki ücret makası ciddi anlamda daralmıştı. Bu nedenle işverenler orta kıdemli çalışanlarına ilave zam yapmak zorunda kaldılar. Bunun yanında bu kişiler için asgari ücret desteğinden yararlanmak da mümkün olmadı. Bu nedenle işverene maliyet ciddi anlamda arttı.
Bu nedenle 2018 için asgari ücret desteği hem sürdürülmeli, hem de kapsamının genişletilmesi sağlanmalı. Özellikle toplu iş sözleşmesi imzalanmış işyerlerinde uygulanan destek miktarının daha da artması hem çalışma hayatında örgütlülüğün oranını, hem de sosyal diyalog mekanizmalarının etkinliğini artıracaktır.
İlave olarak yürürlükteki istihdam teşviklerinin sadeleştirilmesi ve daha fazla işverenin teşviklerden yararlanır hale getirilmesi ile işgücü piyasasında
ki toparlanma sürdürülebileceği gibi, özellikle gençlerin ve kadınların işgücü piyasasındaki durumları iyileştirilebilir. Kaynak: Cem Kılıç – http://www.milliyet.com.tr