Ağustos ayı ortasında bu köşede yayınlanan “Akıllı Kazançlar” başlıklı son yazımda yakın zamanda elektronik ticarete yönelik önemli vergi düzenlemeleri gelebileceğini yazmıştım. Bu yazımın üzerinden çok geçmedi ki Maliye Bakanı Naci Ağbal elektronik ticaret yapan şirketlere yönelik çalışma başlattıklarını, özellikle yurtdışından Türkiye’deki alıcılara hizmet veren şirketlere yapılacak ödemelere stopaj vergisi getireceklerini duyurdu. Ayrıca, Maliye Bakanı elektronik ticareti takip etmek amacıyla 200 kişilik özel bir ekip kuracaklarını ve ayrı bir birim oluşturacaklarını belirtti.
Görünen o ki internet üzerinden gayrimenkul ve ikinci el eşya alıp satanlar da dahil olmak üzere sektördeki birçok kişiye yönelik yeni düzenlemeler yapılacak. Ancak, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sektörün vergilendirmesi ile ilgili önemli sorunlar bulunuyor. O nedenle kapsamlı bir çalışmanın yapılmasında fayda var. Bu tür düzenlemeler yapılırken, sektöre zarar vermeyecek adımların atılması da bir o kadar önemli. Bunun için de sektöre ilişkin uluslararası vergi gelişmelerini yakından takip etmek gerekiyor. Peki, sektörün vergilendirilmesi ile ilgili dünyada hangi gelişmeler yaşanıyor? Birlikte bakalım.
Global sorunlara global çözümler aranıyor
G-20 ve OECD ülkelerinin önderliğinde dijital ekonomi olarak adlandırılan sektörün vergilendirilmesi ile ilgili uluslararası düzeyde çok sayıda çalışma yürütülüyor. Bununla birlikte, uzun süre devam eden çalışmalara rağmen tüm tarafları tatmin edecek bir çözüm bulunamadı. Bunun temel nedeni ise sektörün çok hızlı değişiyor olması ve her geçen gün çok sayıda iş modelinin ortaya çıkması.
Bu kapsamda en son Avrupa Birliği Maliye Bakanları birlik düzeyinde yeni vergi düzenlemeleri getirilmesi konusunda uzlaştı. Buna göre, Avrupa Birliği ülkeleri dijital ekonominin vergilendirilmesi açısından 3 farklı öneri üzerinde duruyor. Bu öneriler ise; “toplam ciro üzerinden alınacak e-vergi”, “yapılan ödemeler üzerinden kesilecek stopaj vergisi” ve “telafi edici vergi (equalisation levy)” şeklinde. Bu seçeneklerin hepsinin de avantajlı ve dezavantajları yanları bulunuyor. O sebepten, çok karmaşık yapıları içinde barındıran sektör için birden fazla düzenlemenin bir arada kullanılması da gündemde.
Tahminim Maliye Bakanlığı’nın sektörün vergilendirmesi ile ilgili tüm uluslararası gelişmeleri yakından takip ediyor olduğu yönünde. Keza uluslararası gelişmeleri dikkate almadan yapılacak düzenlemeler hem sektöre hem de ülke ekonomisine zarar verebilir. O nedenle, dijital ekonominin vergilendirmesi konusunda uluslararası düzenlemelerden faydalanarak bunları vergi mevzuatımıza adapte etmek süregelen sorunların çözümüne katkıda bulunacaktır diye düşünüyorum.
Getirilmesi planlanan vergiler yeterli olacak mı?
Bu noktada cevaplanması gereken asıl soru ise şu: Maliye Bakanlığı’nın yapmayı planladığı düzenlemeler sektörün vergilendirilmesi ile ilgili sorunları çözebilecek mi? Yapılacak düzenlemeler, sektördeki iş modellerini ve tarafları yeterince kavradığı sürece vergi kayıp-kaçağını önlemek belirli bir oranda mümkün görünüyor. Ancak, sektöre yönelik birtakım vergiler getirmek sorunu kısmi olarak çözecektir. Sektördeki iş çeşitliliğini ve çok sayıda tarafın bulunduğunu düşündüğümüzde kapsamlı bir düzenlemeye ihtiyacımız olduğu kesin.
Örneğin son dönemde ülkemizde de kullanılmaya başlanan bir uygulama aracılığıyla kendisine ait motosikleti ile bir yolcuyu bir yerden bir yere taşıyan kişileri ele alalım. Bu kişiler gerekli koşulları karşılayarak sisteme uygulama üzerinden kayıt oluyorlar ve anlık olarak gelen talebe göre bir kişiyi bir yerden bir yere taşıyorlar. Ancak, taşıma yapan bu kişilerin elde ettikleri kazancın ne şekilde vergilendirileceği konusu sorun olarak önümüzde duruyor. Uygulamanın sahibi şirket ilgili kişiye ödeme yaparken bu kişinin kazancını hangi gelir unsurunu dikkate alarak vergilendirecek?
Bu kapsamda taşıma yapan kişi şirketin bordrosunda yer alan veya belirli işveren denetim ve gözetiminde çalışan bir kişi değildir. O zaman taşıma yapan kişiyi ücretli olarak adlandırmak pek mümkün görünmemektedir. Yapılan faaliyet Gelir Vergisi Kanunu’ndaki serbest meslek kazancı tanımına da uymamaktadır. Bu durumda söz konusu kişinin kazancının ticari kazanç ya da diğer kazanç ve iratlar kapsamında vergilendirebileceği düşünebilir. Ancak, tam olarak çözüm bulduğumuzu söylemek hala zor. Böyle bir sonuca ulaşmamın sebebi kolayca tahmin edeceğiniz üzere mevcut vergi kanunlarımızın dijital ekonominin tüm yönlerini dikkate alan düzenlemeler içermiyor olması.
Kapsamlı düzenlemeler gerekiyor
Yukarıda da belirttiğim gibi, dijital ekonomi gittikçe büyüyen ve çeşitlilik gösteren bir sektör. Sadece stopaj vergisi ya da yeni tür vergilerin getirilmesi ile sorunların tam anlamıyla çözülemeyeceğini düşünüyorum. Bunu, OECD ülkeleri dahil birçok ülke açık olarak kabul ediyor.
Şu anda Meclis’te yasalaşması beklen Torba Kanunu’nda yurtdışından Türkiye’deki nihai kullanıcılara elektronik hizmet veren yabancı şirketlere yönelik KDV yönünden mükellefiyet tesis ettirme zorunluluğu getirileceği anlaşılmaktadır. Ancak, yapılacak düzenlemelerin başta Vergi Usul Kanunu olmak üzere gelir ve kurumlar vergisi kanunları ile KDV Kanunu’na ilişkin düzenlemeleri de içerecek şekilde geniş kapsamlı olması daha yerinde olacaktır. Aksi takdirde sektörde görülen vergi kayıplarını tam anlamı ile önlemek; daha da önemlisi, uygulama açısından çok sayıdaki soruna çözüm bulmak mümkün olmayacaktır.
Tüm bu anlattıklarımdan çıkan sonuç ise, elektronik ticaret dahil dijital ekonomiye yönelik kapsamlı vergi düzenlemelerinin fazlası ile gerekli olduğudur. Aksini düşündüğümüzde ise ülke olarak sektörün yarattığı değeri yeterince vergilendiremediğimiz görülecektir. Kaynak: Ramazan BİÇER https://www.dunya.com